Aşk Çağrışımı
YAZI DEFTERİ | Serdar Demir | 11 AÄŸustos, 2010 | 6.630 kere okunduOn bir ayın sultanı Ramazan-ı Åžerif’e girdiÄŸimiz ÅŸu günlerde henüz on bir aylık olan yeÄŸenim, bu yazıya ilham kaynağı oldu. Ramazan nasıl ki on bir ayın sultanıysa, yeÄŸenim de on bir aylık ilham meleÄŸi. Şöyle ki; evde oturuyordum. Meleklerin bile yüzüne bakmaya kıyamayacağı türden o bebeklere has güzellikteki yeÄŸenim, emekleye emekleye yanıma doÄŸru geliyordu. YeÄŸenimin minicik ayakları bakışımın odağındaydı. Bir an irkildim. Zira bu yazının birçok cümlesi o an zihnimde ÅŸekillendi. Emeklemekten dolayı evin parkelerine sürte sürte küçük meleÄŸimin ayak parmakları yara olmuÅŸtu neredeyse ama o, bu acıya hiç aldırış etmiyor, sadece ulaÅŸmak istediÄŸi amcasını düşünüyordu veya oyuncağını…
Ve iÅŸte aÅŸk mefhumu… AÅŸk da böyledir. Sevgilinin vuslatına duyulan özlem, sılaya iÅŸtiyak, kavuÅŸma arzusu… MaÅŸukuna kavuÅŸma iÅŸtiyakıyla tutuÅŸan aşık binlerce cevr ü cefaya katlanabilir. Yârin cilvesi, nazı, cefası, ezası aşık için bırakın eziyeti, büyük bir lütuftur. Çünkü vuslatın mutluluÄŸu, hasretin kasvetinden daha kuvvetli bir duygudur. Ve çekilen her çile, bir gün vuslat günü olacağı düşüncesiyle atlatılabilir.
İlahi aşkta da durum bundan farklı değildir. Kul, Rabbine kavuşmak arzusu ile yanarken, geçtiği dünya yolu ve bu yolda sadık bir yoldaşmış gibi görünen nefis, ona binlerce eziyet çektirir. Bu eziyetler görünüşte eğlencelidir. Haz doludur. Ego hat safhadadır. İçinde hırs, ihtiras, arzu barındırır.
Bu eziyetler lezzetli gelir kula. Nefsin eziyetlerine uymak meziyettir hatta… Bir de ilahi aÅŸkta maÅŸuk Rabb olunca, cilve ve nazın, eza ve cefanın boyutu da ÅŸiddeti de deÄŸiÅŸir tabi. Velhasıl kul, hakiki manada aşıksa ÅŸayet, bu dünya ve nefis cefasına hiç aldırmadan seyrine devam eder. Seyr-i sülüküne… Yani tıpkı bu yazıya ilham kaynağı olan meleÄŸim, yeÄŸenim gibi ayağının yara olması, acı çekmesi vuslat iÅŸtiyakına engel olmaz. Meselemi ÅŸu beyitlerle misallendirmeme müsaade edin;
“Çekmezem gam dökse kanım tîğ-i bürrânın senin
Vehmim andandır ki, pür-hûn ola damânın senin.”
“Gam çekmem kanımı dökse de keskin kılıcın senin
Korkum ÅŸu: Belki kanım eteÄŸine bulaşır senin.”
Varın bundan sonrasını siz düşünün. Acaba, on bir ayın sultanı da gelmiÅŸken, dünyanın sıkıntısıyla tasalanmalı mıyım, yoksa dünya lezzetlerinden daha leziz olan vuslat lezzetini düşünüp, dünya sıkıntılarıyla tasalanmamalı mıyım? diye kendinize bir sorun bakalım. En akıllıca kararı vereceÄŸinize inanıyorum. Vesselam…
gerçekten çok güzel… yüreklere önder oluyorsun devamını dilerim… rabia elsamı o emekleyen… selamlar.. konyadan…