Babama Mektup-1

MEKTUP | | 18 Kasım, 2017 | 2.108 kere okundu

gün batımı

13 Kasım 2017

PAZARTESİ

 

Sevgili Babam,

Hemen hemen bir sene olacak aramızdan ayrılalı. Ama sanki geleceksin diye bekliyorum her dem. Beni kimse mi anlamıyor ; ben mi kimseyi anlamıyorum. Orasını bilmem. Sen benim hayat suyummuşsun. Şimdi fark etmedim desem yalan olur. Ama ben sana karşı hep mesafeliydim. Bunda doğu kültürüyle yetişmemizin etkisi çok büyük. Sana beden olarak yakındım ama duygu ve his olarak çok uzaktım. Sen gidince her şey değişti. Bir kere ben aile reisi oldum. Sen hayattayken danışırdım be babam. Seni bir konuda üzmüş olabilirim. O da üçüncü çocuk meselesinde. Benim elimde değil. Hayat şartları vesaire falan filan. Bu sana ilk mektubum. Allah’ın izniyle son da olmayacak.

Hatırlar mısın bilmem ki. Ben daha küçük bir çocukken odaya girdiğim gibi herkes sus pus kesilirdi. Ben de çocuk aklımla düşünemezdim. Bunlar niye böyle diye. Ama aynı tiyatro oyununu ben oynuyorum babacım. Evlatlarım(o çok sevdiğin Mübiş’in ve Seriş’in)gelince biz sus pus oluyoruz. Buraya her şey yazılmıyor ki. Olsun varsın böyle devam etsin bu tiyatro. Sahne farklı, dekorlar farklı farklı ama değişmeyen başrol oyuncusu bendeniz hep aynı.

Senin adına bir su kuyusu yaptırmaya karar verdim. Bununla birlikte kitap yazmaya da. İnşaallah bu sefer olacak. Biraz olgunlaşması gerekiyor. Ha gelelim niye su kuyusu? Babam sen benim abı hayatımdın ben de seni nasıl daha iyi yaşatabilirim diye düşünürken aklıma geldi. Bu arada borçlar tam gaz yola devam. Ben bu sefer kararlıyım. Hem kuyuyu açtıracağım hem de kitap yazacağım. Bu akşam fikrimi canım aileme açmayı düşünüyorum. İstemezler mi? Ahh o Müberra yok mu? Ona baktıkça seni hatırlıyorum. İnan ki senin hatırın için fazla kızamıyorum. Hemen önümde beliriyorsun. Ben yokum ona iyi bakın, der gibisin. Daha mezarına getiremedim. Çocuk kaldırmaz sen öldükten sonra bir hasta oldu ki hiç sorma. Ağzı yüzü dağıldı çocuğun. Eee ne de olsa bir dedesi vardı hayatta. Daha bir yıl geçmemişti Orhan dedesi öleli, ardından da sen gittin Kemal dedesi. Kaç sefer söyledi. Orhan dedem bana kızardı. Ama Kemal dedem de yok artık. Benim hiç dedem yok ki. Başkalarını görünce ne kadar imreniyordur bir bilsen.

Geçenlerde Faruk Amcamlar gelmişti. Sağolsular eli boş gelmemişler. Müberra’ya güzel ve alımlı bir matara almışlar. Okula götürdü çocukcağız. Öğretmeni sormuş bunu kim aldı; diye. Faruk dede diyememiş. Birisi mi bir tanıdık mı aldı diye geçiştirmiş. . Ahh içim parçalandı. Eridim bittim adeta.

Sen mezarında rahat uyu babam. Seni herkes hayırla yadediyor. Her fırsatta başta sana olmak üzere tüm geçmişlerimize Kuran okumaya çalışıyorum. Derse gideceğim için şimdilik bu kadar.

Nerde kalmıştık. Hepsiyle ayrı ayrı görüştük. Herkes ağız birliği etmişçesine evet, dedi. Gün demini aldı, el ayak çekildi, çocuklar ve Ayşe de yattı. Ben ayaktayım. Size(sana ve anneme)hiç söylemediğim uyku bozukluğum devam ediyor. Napalım yani. Bugünlerimize şükür. Allah başka dert ve keder vermesin.

Azı çoğu olmaz. Olsun her şey bir adımla başlar. Aklı evvel telefonumdan internete girdim. Hesabımda ne kadar var sizce? İster inanın, ister inanmayın. 0. 58 krş. Yanlış duymadınız. Yeter ki insan inansın diye düşünüyorum. Vira bismillah. Gün doğmadan neler doğar bilinmez. Hayata, sevgiye hemen küsülmez derdi Küçük Emrah. Büyüdü kocaman oldu. Eee biz de büyüdük canım. Bir de Harun Kolçak vardı. Allah rahmet eylesin. Ne güzel günlerdi o eski günler. Yaşasın, yaşasın. Seviyoruz yaşasın der, dururdu. O da elveda dedi gitti aramızdan. Neyse baba burada konu bayağı bir dağıldı. Yarın ola hayrola.

 

Paylaşmak Güzeldir

Yorum Yapın