Bin Kez İncitseler De Bir Cân İncitmeyesin
MANEVİ GELİŞİM | Eyyüp Beyhan | 23 Temmuz, 2011 | 12.122 kere okunduBir yer ki orada tüm alışveriÅŸler gül ile gerçekleÅŸir. Tek geçer akçe güldür. Oranın insanları gül dilinden konuÅŸur… Kelimeler, tebessümler, bakışlar hep güldendir, gönüldendir.
Gönüller gül ile yeniden doğmuştur, kendini bulmuştur. Gül şehrinin yolu gönüldür. Gönle giren gül şehrine kabul edilmiştir. Gül şehrinde kalmak için tek şart kimseyi incitmemek, gönül kırmamaktır.
İyi insanların, güzelliklerin şehridir orası. Kimsenin eliyle ve diliyle hatta bakışlarıyla dahi olsa başklarına zarar vermediği yerdir.
Oranın sakinleri, tüm mahlukata faydalı olan, davranışlarında sünnet ölçüsünü koruyan, güzel iÅŸler, salih ameller yapan; hayatını doÄŸruluk üzere inÅŸa eden, samimiyeti ve sadakati kendine azık edinen, doÄŸruluktan ve O’nun (s.a.v) yolundan hiç ayrılmayan, insanlara iyiliÄŸi emreden, kötülükten sakındıran, hayatını Kur’an ve sünnet mecrasında sürdüren, kötülüğü iyilikle savan, kibir, riya ucub, haset gibi hasletlerden uzak olan, kendi sevdiÄŸi ve istediÄŸi ÅŸeyi kardeÅŸi için de gönülden arzulayan, ihtiyaç sahibi dostlarının ihtiyaçlarını gideren, gönül alan, gönle giren fakat asla gönül kırmayan, kimseyi inctmeyen ve kimseden de incinmeyen, kendi kusurlarıyla ilgilenen…güzel sözlü, tatlı dilli ve güzel ahlaklı kimselerdir.
İncitmemek İşin Esası
Gönül yıkmanın Kâbe’yi bin kez yıkmaktan daha kötü olduÄŸunu bilir gönül erleri. İncitmemek ve incinmemek iÅŸin esası. İncinsen de affedebilmek… Ama illaki incitmemek. Osman Hulûsi Efendi’nin Divân’ındaki ÅŸu nasihati bir çok ÅŸeyi anlatmaya kafidir:
Sakın nefsine uyup bir cân incitmeyesin
Hüsn ü edebi koyup, bir cân incitmeyesin
El ile döğseler de dil ile söğseler de
Bin kez incitseler de bir cân incitmeyesin
Hepsi kardeşlerindir yolda yoldaşlarındır
Hâlde hâldaşlarındır bir cân incitmeyesin
Beyhûde cânın sıkıp insanlığından çıkıp
Dil Ka’besini yıkıp bir cân incitmeyesin
Öyleyse, nefsimize uymamaya, edebimizi muhafaza etmeye, canımız sıkılsa da insanlığımızdan çıkmamaya, kimseyi incitmemeye söz verelim. Bizi dövseler de sövseler de bin kez incitseler de incitmemeye söz verelim.
Gönüller almaya geldiğimizi her halimizle haykıralım.
Sevelim ve sevilelim…
İncitmemek yolun başlangıcı ise, incinmemek de sonudur. İnsan, kimseyi incitmemekten başlayıp kimseden incinmeme fazîletine doğru uzanan yolda mesâfe katedebilmek için seyr u sülûküne hassâsiyet göstermelidir. Nefis tezkiyesi ve kalp tasfiyesi, en ciddî meselesi olmalıdır. Bu işin üç merhalesi vardır:
1. KimÂseÂyi inÂcitÂmemek: Bu, itÂtiÂkâ ehÂliÂnin hâÂliÂdir. Kalp, nefÂsin ÅŸerÂrinÂden koÂruÂnur ve güÂzel ahÂlâk teÂÅŸekÂkül eder.
2. KimÂseÂden inÂcinÂmemek: Bu da, muÂhabÂbet ehÂliÂnin hâÂliÂdir. FâÂnîÂleÂrin meÂdih ve yerÂmeÂleÂri bir ehemÂmiÂyet ifâÂde etÂmez. Tıpkı güÂneÅŸ ışıÂğı karÂşıÂsınÂda ayÂdınÂlatÂma ve kaÂrartÂmaÂlaÂrın bir öneÂmi olÂmadığı giÂbi. ŞâÂir bu hâÂli şöyÂle ifâÂde eder:
CiÂhân baÂğınÂda ey âşık buÂdur makÂsûd-i ins ü cin;
Ne kimÂse senÂden inÂcinÂsin ne sen bir kimÂseÂden inÂcin!
3. DünÂyâ menÂfaÂatiyÂle âhiÂret karÂşı karÂşıÂya geÂlinÂce, âhiÂreÂti terÂcih edeÂrek rıÂzâ-yı ilâÂhîÂyi heÂdefÂlemek. [...]
İncitmemek belki elimizde de incinmemek nasıl olacak?Özür dileyerek soruyorum cahilliğimi bağışlayın neden incinmemek müslümanlığımızın bir gereği..?