İstanbul O’nun (s.a.v) Aşkı İle Fethedildi
YAZI DEFTERİ | Eyyüp Beyhan | 29 Mayıs, 2018 | 10.531 kere okunduFatih sultan, ömrünün baharını yalnızca bir güzel kara parçasını fethetmeye vakfedemezdi. Onun için fetih Efendimiz’in (s.a.v) gönlüne girmek demekti.
Tam 557 yıl önce, bir mayıs sabahında sultan Fatih, daha yirmisinde bir delikanlı. Kulağında “le tüftehannel Kostantiniyye…” İstanbul’u fetheden kumandan ne güzel kumandan. Onu fetheden asker ne güzel asker” sözleri.
Doğu’dan, Batı’dan niceleri sarmış, kuşatmış nazlı şehri; fakat sonunda diz çöküp önünde gerisin geriye dönüp gitmiş yüzyıllar boyunca. Bunca milleti önünde diz çöktüren, kimselere geçit vermeyen dilber, acaba bir gönül fatihine mi teslim olma arzusundaydı? “Beni fethetmek için geleceksen önce gönle girmeli, gönül ehli erlerin kalbini fethetmelisin” mi demek istiyordu bilinmez.
Sonunda gerçekten de Akşemseddin (k.s) gibi bir gönlü güzelin hünerli ellerine kendini teslim eden köle sultana nasip olmuştu fetih. Bu öyle bir Fatih’ti ki gönül adamının önderliğinde gönle girmek maksadıyla, gönüllerinde taht kurduğu askerleriyle, yiğitleriyle gönül fethini başaran komutan diye nam saldı yedi düvele.
Evet. Fatih önce Akşemseddin’e teslim olmuş ve onun gönlüne girmişti. Bundan maksadı Güzeller Güzeli Efendimiz’in (s.a.v) gönlüne girmekten başka bir şey değildi. Kendileriyle fetih yoluna çıktığı askerlerinin gönlündeki asil yerini ise çoktan edinmişti. İlginçtir; Fatih fetihten sonra gönül fethetmeye hiç ara vermemiş, bu defa da Hristiyan Batılı aydınların sinelerinde muhabbet ve saygı uyandırmayı başarmıştı.
Amaç tekti. O’nun (s.a.v) gönlüne girmek.
Peki nedendi bu gönle girme azmi. Gönül kazanmak neden İstanbul’u kazanmaktan önce geliyordu? Dertli Yunus’un “gönül Çalab’ın tahtı; Çalab gönüle baktı” mısralarında bahsettiği nazargah-ı ilahi olan gönül onu yaratan ve ona sık sık nazar buyuran Yüze Rabb’imizden ötürü mü bu denli kıymetliydi! Bu sebeple en önemli fetih, gerçekten de gönlü fethetmekti.
Hem öyle bir gönül ki tüm kainat kendisinin hürmetine yaratılmış olsun. İsmi Hz. Muhammed (s.a.v) Sahibü’l Muhabbet olsun. Fethedilecek gönül O’nun olursa genç Mehmed’i kim tutabilir? Nitekim kimse tutamadı da. Gemileri karanda yürütmek gibi uçuk bir fikri bile makul gösteren ondaki İstanbul aşkı, O’nun (s.a.v) aşkından başka bir şey değildi aslında.
Rasûlullah (s.a.v) söyle buyuruyor:
“Kostantiniyye (İstanbul) elbette fethedilecektir! Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan ve onu fetheden asker ne güzel askerdir!..” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/335)
O’nun (s.a.v) gönlüne girebilme ümidiyle…
Kaynak: www.ailedanismanim.com
İstanbul’un fethedildiği, yazın yaklaştığı şu güzel günleri tarih kokan yazınızla şenlendirmişsiniz.
teşekkürler…